Mekruh Vakitler -2





Author: Rasim HANER - min read. - Post Date: 06/01/2020
Clap

 Mekruh vakitlerin ilki, güneşin doğmasından yükselmesine kadar olan zaman dilimidir. Güneşin yükselmesinden maksat bir mızrak ya da iki mızrak boyu yükselip parlamasıdır.  İkincisi, güneşin tam tepe noktaya gelmesinden batıya meyletmeye başladığı âna (zeval vaktine) kadarki zaman dilimidir.  Üçüncüsü ise, güneşin sararıp zayıflayarak gözü almayacak şekle gelmesinden batıncaya kadarki süredir.  Bu üç mekruh vaktin dayandığı delil, Ukbe b. Âmir’den (r.a) gelen şu rivayettir: “Allah Resulü (s.a.s), bizi üç vakitte namaz kılmaktan ve cenazelerimizi defnetmekten menetti: 1- Güneşin doğmasından yükselmesine kadar, 2- zeval vaktinde ve 3- güneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar.” Cenaze defnetmekten maksat, o vakitte cenaze namazı kılmaktır.  Güneş doğarken namaz kılan kişinin namazı iptal olur. Bununla beraber, avamdan insanları bu durumda gördüğümüzde namazının bozulduğunu söyleyip namazdan menetmemek gerekir. Çünkü namazı terk etme ihtimalleri vardır. Burada dayandığımız kaide şudur: İçtihadî bir mevzuda sahih olduğunu söyleyen görüş, terketmesi gerektiğini söyleyen görüşe tercih edilir.  Mekruh vakitlerin içinde vacip hale gelen bir şeyin yine o mekruh vakitte edası sahihtir ama bunda da en sağlam görüşe göre kerahet vardır. Buna misal mekruh vakitte gelen cenazenin namazını kılmak, mekruh vakitte okunan secde ayetinden dolayı secde etmektir.  Mekruh vakitte başlanan nafile namaz ile mekruh vakte denk gelecek şekilde namaz kılmayı adamak/nezretmek de bu konunun misalleridir. Bu son iki durumda kişi namazını bozar, kamil (mekruh olmayan) vakitte bu namazlarını kaza eder. Mekruh vakit olmasına rağmen namazını tamamlamışsa, namaz sahihtir. O günün ikindi namazını güneş batarken kılmak da geçerlidir. Zira namazın sebebi bulunmaktadır. Namazın sebebi ise, güneş battıktan sonra kılınan kısmın, vaktinde eda edilen bir cüze (bir rekatlık vakte) bitişik olmasıdır.  Mekruh vakitte bir vacibin edasının mekruh olması, vaktin kendisinden dolayı değil, yasaklandığı halde bir vacibin o vakte kadar geciktirilmesinden dolayıdır.  Zikredilen bu üç vakitte, nafile kılmak harama yakın mekruhtur. Her ne kadar nezir gibi ya da tavafın arkasından kılınan iki rekat namaz gibi, bir sebebe bağlı olarak eda edilen namaz olsa bile bu böyledir. Abdestin arkasından kılınan iki rekat namaz, mescide girildiğinde kılınan namaz, farzların arkasından önünden kılınan namazlar da (revatib sünnetler) aynı hükme tabidir. Mekke’de bulunmanın farklı bir avantajı yoktur, orada da hüküm aynıdır. Ebu Yusuf’a göre Cuma günü güneşin tam tepe noktaya yükselmesi esnasında nafile kılmak mekruh değildir. Çünkü Ukbe hadisinde bu durum istisna edilmiştir.  Sabah namazı vakti girdikten sonra, farzdan önce sabah namazının iki rekatından daha fazla nafile kılmak mekruhtur. Zira Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: “Burada bulunanlar, bulunmayanlara haber versinler: Sabah namazı vakti girdikten sonra iki rekattan başka nafile yoktur.” Bunun sebebi, bütün vaktin hükmen farz ile meşgul olmasıdır. Bu sebeptendir ki, sabah namazının iki rekat sünneti uzun kılınmaz.  Sabahın farzından önce olduğu gibi sonrasında da nafile namaz kılmak mekruhtur.

الدرس الثاني والخمسون

الأوقات المكروهة

الأوقات المكروهة أولها "عند طلوع الشمس إلى أن ترتفع" وتبيضَّ قدر رمح أو رمحين. "و" الثاني "عند استوائها" في بطن السماء "إلى أن تزول" أي تميل إلى جهة الغرب. "و" الثالث "عند اصفرارها" وضعفها حتى تقدر العين على مقابلتها "إلى أن تغرب". لقول عقبة بن عامر رضي الله عنه: "ثلاثة أوقات نهانا رسول الله صلى الله عليه وسلم أن نصلي فيها وأن نقبُر موتانا: عند طلوع الشمس حتى ترتفع وعند زوالها حتى تزول وحين تَضَيَّفُ الشمسُ إلى الغروب حتى تغرب" رواه مسلم. والمراد بقوله أن نقبر: صلاة الجنازة. 

وإذا أشرقت الشمس وهو في صلاة الفجر بطلت. ولا ننهى كسالى العوامّ عن صلاة الفجر وقت الطلوع لأنهم قد يتركونها. والصحة على قول مجتهد أولى من الترك. 

"ويصح أداء ما وجب فيها" أي الأوقات الثلاثة لكن "مع الكراهة" في ظاهر الرواية "كجنازة حضرت وسجدة آية تليت فيها" ونافلةٍ شرع فيها أو نذر أن يصلي فيها، فيقطع ويقضي في وقت كامل، فإن مضى عليها صح. "كما صح عصر اليوم" بأدائه "عند الغروب" لبقاء سببه وهو الجزء المتصل به الأداء من الوقت. "مع الكراهة" للتأخير المنهي عنه لا لذات الوقت. 

"والأوقات الثلاثة المذكورة يكره فيها النافلة كراهة تحريم ولو كان لها سبب كالمنذور وركعتي الطواف" وركعتي الوضوء وتحية المسجد والسنن الرواتب وفي مكة. وقال أبو يوسف لا تكره النافلة حال الاستواء يوم الجمعة لأنه استُثني في حديث عقبة. "ويكره التنفل بعد طلوع الفجر بأكثر من سنته" قبل أداء الفرض لقوله صلى الله عليه وسلم: "ليبلِّغ شاهدُكم غائبَكم ألا لا صلاة بعد الصبح إلا ركعتين". وليكون جميع الوقت مشغولا بالفرض حكما، ولذا تُخفف قراءة سنة الفجر. "و" يكره التنفل "بعد صلاته" أي فرض الصبح. 

 

Author: Rasim HANER - min read. - Post Date: 06/01/2020