Ramazan şuuru ve bayram





Author: Ahmet SELİM - min read. - Post Date: 04/15/2023
Clap

Ramazan Bayramı, Ramazan şuuru ile kutlanır. Ve tabii, bunda, yaşadığımız bütün Ramazanların bir hatıra payı, bir duygu payı vardır.

Bu evde biz, (yıkılıp yenilenmiş halini de sayarsak) 20 yıldan beri oturuyoruz. Yıkıldı yeniden yapıldı ama, dairenin düzeni hemen hemen aynı. Bizim yatak odasının yanındaki odada annem ve babam kalırdı. Uykulu bir halde geceleyin kalktığımda hep oraya bakarım ve sanki kendilerini orada görecekmiş gibi olurum.

Oturduğumuzu hatırladığım ilk ev Karagümrük'teydi ve orada 13 yıl kalmıştık. En uzun ikametimiz şimdiki evimizde oldu. Ama annem ile babam bu evde ancak iki-üç yıl yaşayabildiler. Bir yıl arayla aramızdan ayrıldılar. Ben annemle babamdan, hayatta oldukları müddetçe hiç ayrı yaşamadım, böyle bir şeyi hiç düşünmedim. Ve onları kaybettikten sonra hep bir yanım eksik kaldı. Özellikle de Ramazanlarda bayramlarda bu eksikliği çok hissetmişimdir.

Karagümrük'teki ev, minik bahçesi dahil 48 metrekareydi. Küçücük bir ev. İnsanlar uyumlu ve anlayışlı olursa mekânlar genişler; tersi olursa, metrekaresi ne olursa olsun mekânlar hep dar kalır. 100 de yetmez, 150 de 200 de yetmez ve "anne-baba"ya da yine yer bulunamaz! Çekirdek aile kolay kolay bir yere sığmıyor şimdi!

İftar ve sahur yemekleri yer sofrasında yenilirdi. Bayram namazlarına babamla beraber giderdik. Geçim standartlarımız yüksek olmadığı için geçim sıkıntımız da yoktu. İftarları, sahurları bayramları, eşyalar ve mekânlar bile bir sevinç hali içinde yaşarlardı.

Bizim yetiştiğimiz zamanlarda Ramazan sıcak aylardan yeni çıkmıştı. Şartlar çok ağır değildi ve çocuk yaştakiler de oruç tutmaya çalışırlardı. Onların bayramdaki sevinci bir başka türlü olurdu.

Kimsenin çocuğu kimsenin kapısını çalmazdı şeker vs. için. Ayıptı böyle şeyler. Ramazan'ın ciddiyeti bayram sevincini de ağır başlı hale getirirdi. Şımarıklık bildiğimiz bir şey değildi. Diyebilirim ki Ramazan'a veda etmenin hüznünü bayram sevinci tam olarak yatıştıramazdı. Ramazan gibi Ramazan Bayramı da, çok yönlü duygusallıklar içinde yaşanırdı.

... Sonraları bayramlar tatil günlerinin hesabına konu olmaya başladı. 30 gün Ramazan'a 30 gün tatil isteyecekler neredeyse! "Ramazan bayramları Ramazan şuuruyla yaşanır." dedik. Bu çeşit "tatil hesabı" bayramlarında Ramazan şuuru var mı? Ramazan'ın ortasında tatil mevzuatı kurcalanmaya başladı: "Acaba 9 gün olabilir mi?" diye. Turizm şirketlerinin gezi ve konaklama ilanlarından geçilmiyor. Her yıl olduğu gibi millet arabalarla yollara dökülecek, yine yüzlerce insan hayatını kaybedecek. Ne o? Ramazan Bayramı! Kendimizi kandırmayı sıradan bir alışkanlık haline getirdik. Elimizden gelse ruhumuzu bir müddet askıya alıp; nefsimizle haşır neşir olmayı, daha özgür hale getirmeye çalışacağız.

Ramazan'ın daha onuncu gününde internete girip "tatil kaç gün olacak?" diye yazdım. Yüzlerce belki binlerce "9 gün hesabı" ile karşılaştım. Ramazan'ın bayramı, sanki turistik bir mesele.

Hiç değilse Ramazan'dan biraz "itidal ve basiret" feyzi almış olarak adam gibi araba kullanın. İbadetler Allah rızası içindir ama, bizim dünyevî hayrımız içindir de ve bizim şimdiki hayatımızı da istikamet üzere güzelleştirmelidir. Dokuz gün değil on dokuz gün bile olsa bayram da gelir geçer ve biz yine kendi ruhumuzla baş başa kalırız. O aklıselimi sorar, biz "ortak akıl" masalları anlatırız. "Ortak akıl" tabiri bende buruk bir mizah hissi uyandırıyor.

Babamla bayram namazından dönüşte, utanarak annemin elinden öperdim; o bana sarılır, yanaklarımı saçlarımı öper, gülen gözlerinden birkaç damla yaş akardı. Niyeydi ki bu? Var mı ortak aklın bir cevabı buna? Çünkü Ramazan Bayramı'nda Ramazan şuuru, Kurban Bayramı'nda kurban şuuru vardı ve sevinçlerimiz bir duygu yoğunluğuyla birlikte yaşanırdı. Çocukların bayram yerlerindeki hava bile böyleydi.

... Niyazım, bayramı Ramazan şuuruyla idrak etmemizdir; hasretimize kavuşma mazhariyetine erişmemizdir. Rabb'im bize nefsin ortak perdelerinden azade kalbin saf aydınlığına sevgiyle erişmiş aklıselim sorumluluğu ihsan buyursun, annemin diliyle zihin açıklığı, bayramlık gönül zenginliği lutfeylesin.

 

* Zaman Gazetesi arşivinden (28/08/2011)

Author: Ahmet SELİM - min read. - Post Date: 04/15/2023